2019 yılını geride bıraktık. Yeni yılın ilk günlerindeyiz. Hadi gelin, hem turizmci hem de Türkiye Film Komisyonu Derneği Başkanı olarak size 2 ayrı şapkamla 2019’u anlatayım.
Bir anlamda bir muhasebe bu. “Neyin muhasebesi?” derseniz “Turizm ve film sektörünü için yaptığım çalışmaların” derim. Çünkü bu yazı o çalışmaların 2019 dökümü. Evet, bu sütunlardaki bir önceki yazımda da paylaştığım gibi Türkiye ve Çin sinema endüstrisinde ikili ilişkilerimiz açısından önemli gelişmeler yaşandı geçtiğimiz yıl. 2018 Yılında başlattığımız ilişkiler 2019 yılında da devam etti. Çin sinema sektöründe önemli bir yer tutan ve 39’uncusu düzenlenen “İpek Yolu Film Festivali” (Silk Road Film Festival) Ekim ayında gerçekleşti.

Ülkenin güney doğusundaki Fujian eyaletinde yapılan festivale, ev sahibi Çin dışında, Türkiye, İtalya, Fransa, Sırbistan, Japonya, Pakistan, Hindistan, Malezya ve Almanya’dan 10 ülkenin emsilcisi katıldı. Festivalde, Türkiye Film Komisyonu Derneği Başkanı olarak ben de davet edildim. Bu davette ülkemi en iyi şekilde temsil ettiğimizi düşünüyorum. Festival bünyesinde bir dizi toplantı yapıldı. Bu toplantılarda Çinli filmcilerin Türk meslektaşları ile işbirliği yapmaları
konuları ele aldık. İki ülke arasında 2018 yılında imzalanan 100 Milyon dolarlık ortak yapım anlaşması için yapılacak çalışmaları da masaya yatırdık. Bu kapsamda görüşmelerimiz gayet olumlu şekilde sürdü.
2019’da Çin’deki gelişmelerin ikinci etabı olarak Aralık ayında 2’nci düzenlenen “Hainan İnternational Film Festivali”ne de katıldık. Yine ülkemizi başarıyla temsil ettik. Festival kapsamında ilk defa düzenlenen “HIFF Market” de Türkiye’yi film lokasyonu olarak tanıttık. Sanya’da düzenlenen toplantılara farklı ülkelerden 10 temsilcisi katıldı. Herkes ülkesinin film endüstrisini ve sektörünün gidişatını, mevcut durumları gündeme getirdi. Ben de Türk film endüstrisini anlattım. Ülkemize gösterilen ilgi bizleri çok mutlu etti.
İPEK YOLU GÜZERGAHINDAYIZ
Toplantıda ne anlattığımı merak edenler için konuyu biraz açmak isterim. Şöyle ki; Bu toplantılarda Türkiye ile Çin arasındaki işbirliği kapsamındaki projelerden söz ettim. Ülkemizin İpek Yolu
güzergâhının önemli bir bölümünde olmasının önemine değindim. Türkiye’de yabancılara film yapım desteklerini sıraladım. Ülkemizde özellikle yabancı film yapımcıları için çıkartılan yeni film yasasını(yüzde 30’lara varan yapım destekleri) ve Türkiye’nin çok egzotik bir film lokasyonu olduğunu dile getirdim. Çinli film yapımcıları ülkemizdeki lokasyonlarından ve anlattıklarım ile çok ilgilendi.
BAŞKANI DAVET ETTİM

Toplantının odağı ise Çin Film Ortak Yapımlar Birliği Başkanı Miao Xiatian’dı. Ayrıca Çin Film Vakfı Başkanlığını da yürüten Miao Xiatian ile kurduğumuz dostluk Türkiye ve Çin film endüstrisinde olan ikili ilişkiler açısından son derece önemliydi. Başkanın yanında Xiao Yingzi adaları Kültür ve Turizm Bakanı, Hainan adaları Sinema Genel Müdürü ile Hainan Film Festivali Genel Sekreteri bizleri
standımızda ziyaret etti dostluk pekiştiren konuşmalar yaptık. İki ülke arasındaki işbirliklerini konuştuk. Başkan Miao’yu işbirliği anlaşması kapsamında ülkemizi yakından tanıması için Mayıs ayında Türkiye’ye davet ettim. Kendisi bu ziyaretin iki ülkenin film endüstrisi ve turizmin geliştirilmesinin önemine değindi ve daveti kabul etti.
Bu önemli konuğumuzu ülkemizde ağırlarken, önce Anadolu turu yapıp film platosu olabilecek bölgeleri göstereceğim. İki ülke sinema endüstrisi hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulunağız. Olası işbirliklerini masaya yatıracağız. Bu etkinliklerle ilgili kararları daha sonra film sektörü ile paylaşacağız. Hatta sosyal medya hesaplarımız ve www.turkishfilmcommission.org ile web sitemiz üzerinden sadece Türk filmcileri değil uluslararası sektörünü bilgilendireceğiz..
POTANSİYEL VAR TIK YOK
Bu arada ülkemizde birçok film lokasyonu olmasına rağmen bu konuda ülke olarak zayıf kaldığımızı düşünüyorum. Neden derseniz? Turizmin olmazsa olmazlarından birisi olan film sektörü için yapılacak çok şey var. Ama yerel yöneticiler (Belediye Başkanları, Ticaret Odaları, Tanıtma Ajansları) Turizm sektöründeki birlik, dernek ve yatırımcılar henüz film endüstrisinden gerçek anlamda yararlanamıyorlar. Bana göre, İstanbul, İzmir ve Antalya özellikle tarihi ve kültürel miras açısından çok önemli, Kapadokya ve İç Anadolu bölgesi bu anlamda çok zengin. Ülkemiz başlı başına doğal bir film platosu. Ancak henüz ciddi anlamda ilgilenen bir yerel yöneticiye rastlamadım.
Yerel yöneticilerin Belediye Başkanlarının bu fırsatı değerlendirmesi ülke turizminin gelişmesinde çok önemli bir yer tutacaktır. Türkiye Film Komisyonu Derneği olarak bu açığı kapatmak için elimizden geldiğince yeni yılda da çaba göstereceğimizi söyleyebilirim. Çünkü Film Komisyonları ülkelerin bu anlamda çok önemli bir organizasyonudur. Bizim misyonumuz da bunu gerektirir. Üzerimize düşenleri ve gerekenleri 2020’de yapacağız tabii ki… İyi yıllar.