İnanamadım dönüp eski ajandalarıma baktım: Karı-koca en son Eylül 2017’de tatile gitmişiz. 4 yıl olmuş yani. 2’si pandemi kurbanı, 2’si de ekonomi…

Bizim gibi ‘karma’ bir çift arkadaşımıza (karma deyince yanlış anlamayın, Türk-Yabancı demek istiyorum) 2016 ve 2017’de gittiğimiz Tasos’u o kadar övmüştük ki “Hadi kalkın beraber gidelim” dediler. Sonra, aşı pasaportuydu, gümrükten girişte kotaydı derken üşendiler, vaz geçildi.
İtiraf ediyorum ki benim de işime geldi. Çünkü… Gittiğimiz mütevazı otelde 2 kişi oda + kahvaltı 75 Euro ödüyorduk. (4 senede arttı mı? bilemedim)
Yani 2016’da bizim paramızla günde 247 TL, 2017’de 307 lira. Eylül 2021’de 75 Euro olmuş size 780 TL.
3 katından fazla. Maaşıma baktım, aynı sürede sadece yüzde 33 artmış. Yani Serdar kulunuz yüzde 50 fakirleşmiş.
Ekonominin şahlanması ve halkın zenginleşmesi böyle bir şey olsa gerek. Benim sadece bir ekonomi masterim var, bu işlerden anlamam.
*
Uzun lafın kısası, Tasos bize fazla geldi.
Arkadaşlarımız “Bizim Göcek’te bir evimiz var. İki senedir kapalı duruyor. Kış gelmeden bir gidelim, hem ev ne halde bakalım, hem de bir hafta tatil yapalım, diyoruz. Hadi gelin beraber gidelim” dediler.
Kimsenin evinde kalmam. Otelden bile nefret ederim. Huzursuz olurum, uyku tutmaz, ayıptır söylemesi tuvalete bile gidemem. Ama son derece medeni insanlar, evleri de müsaitmiş bu iş için. 4 senedir de kadınım eve kapalı, “Peki” dedim gittik.
Ege ve Akdeniz sahillerine artık tahammül edemiyorum. Hele moda olup da g.tlerin yoğun olduğu Bodrum, Kuşadası, Marmaris gibi yerlerden nefret ediyorum. Ama – en son 1970’lerde gitmiştim, ana caddesi daha asfalt bile değildi doğru dürüst – Göcek sevimli, küçük bir kasaba olarak kalmış. Eh, mevsim ilerlediği için çok da kalabalık değildi, temmuz-ağustos kötü oluyormuş, bana iyi geldi doğrusu.
Anlatacağım…