Bir ülke düşünün 97 milyon nüfusu var. Bu nüfus 40 milyon motosiklet kullanıyor. Yollar, caddeler, sokaklar vızır, vızır geçen motosikletlerle dolu. Bunun nasıl bir kaos olduğuna tanık olmadan, tahmin değil, hayal bile edemezsiniz. Ama Vietnam’da bu durum gerçek.
Vietnamlılar buna alışkın. Hayat bunlara karşın hiç aksamadan devam ediyor. Ama turistler ve yabancılar için durum farklı. Çünkü caddelerde karşıdan karşıya geçmek isterken kabuslar yaşıyorlar. Gözüne far tutulmuş tavşanlar gibi şaşkınlıkla kaldırımda bekliyorlar. Motosiklet dünyamızın “Çöl Kaplanı” unvanlı, uluslararası motosiklet yarışçımız, canım kardeşim rahmetli Kemal Merkit ile Arjantin’de düzenlenen bir Paris-Dakar Rallisi’ne gitmiştik. Yarışları arasında onunla sohbet ederken “Dağları, bayırları, çölleri asfaltta gidiyormuşsun gibi rahatlıkla aşıyorsun” diye onu övmüş ve ustalığına hayranlığımı dile getirmiştim.
Merkit de “Bu tür yarışlarda motorunla doğayla ve 10-15 yarışçı ile mücadele ediyorsun. Bu zor elbet. Ama Uzakdoğu’daki insanların kent içinde ki trafikteki sürüşleri buralara göre daha zor. Oralarda yanında yüzlerce motor kullanan insanlarla caddelerde sokaklarda bir yerlerden bir yerlere gitme savaşı veriyorsun. Onların yarışı, her gün yapılıyor ve saatlerce sürüyor” demişti. 10 yıl önce bir ralli sırasındaki talihsiz kazada yitirdiğimiz rahmetli Kemal’in sözleri yıllar sonra Vietnam’da aklıma geldi.
Evet, biliyordum Uzakdoğu’da insanların ulaşımlarında yaygın olarak kullandıkları araçların başında genellikle motosikletlerin geldiğini. Tayland, Bali, Endonezya, Hindistan ve Filipinlerde de motosikletlerin hep yaşamanı içinde olduğuna tanık olmuştum. O coğrafyanın vazgeçilmez aracının Vietnam’da popüler olduğuna şaşırmadım. Ancak aynı caddede yüzlerce motoru karşımda görünce biraz afalladım açıkçası. Motosikletler Vietnamlıların vücutlarını bir parçası olmuş adeta. İki teker onların yaşamının içinde hep var. Çocukken başlayan bu serüven yaşamlarının sonuna kadar devam ediyor. Aile sabah evlerinden çıkıp motorlarına biniyor. Çocuklar okullarına anne babalar da işlerine motor ile gidiyor. Akşam da aynı senaryo tersten yapıyor, aile fertleri motorla toplanıp evlerine dönüyor.
Mangal Gibi Yürek Gerek Vietnam caddelerinde günün her saati motor ve onların sürekli olarak çaldıkları korna sesleri inliyor. Caddeler, sokaklar dar alanlardaki hünerleri ile o sporculara taş bile çıkartan sürücüler ile dolu. Her yerde motosikletler var, bu yüzden caddelerde karşıdan karşıya geçmek imkansız gibi. Kararsızsanız bir yapınız varsa, adımınızı caddeye atmak için mangal gibi bir yüreğiniz olmalı. Eğer yoksa yandınız. Asla kaldırımdan inemezsiniz.
Bazı Vietnamlılar ‘gözüne far tutulmuş tavşan’ gibi şaşkınlıkla kaldırımda bekleyen turistleri görünce ya kolunu girip sizinle birlikte kendisini caddeye atıyor, ya da “Korkma üstlerine gidin onlar sizin yanınızdan kolaylıkla sıyrılır gider” diyorlar. Söylemesi çok kolay da yapıp yapmamak size kalmış. Yaya olarak karşı kaldırıma tek parça geçmek bana göre mangal yüreğin yanında şans da gerektiriyor. Özellikle kavşaklarda trafiğin nereden nereye aktığını kestirmek imkansız. Kimisi sürücü düz kimisi, tersten gidiyor. Kimileri de üzerine gelenlerin ortalarına sürüp bodoslamadan kendilerine yol arıyor.
Benzinciler de Kaosun Bir Parçası
Bu kadar çok motosikletin olduğu bir ülkede doğal olarak da benzincilerin sayılarının fazla olmasına şaşırmadım doğrusu. Ancak ne kadar fazla olursa olsun yine de benzinci sayısı az kalıyor. “40 milyon motosiklete ne benzin yeter, ne de yedek parça…” diye düşünüyorsanız haksızlık ediyorsunuz. Çünkü bu ülkede yetiyor. Hem de bal gibi yetiyor. Ancak benzincilerden benzin almak deveye hendek atlatmak kadar zor. Benzincilerin önünde yüzlerce motorcu kuyrukta. Doğal olarak pompa sayısı ne kadar fazla da olsa, benzincilerin önündeki uzun kuyruklar kolay erimiyor. Hatta kuyrukta 30-40 dakika bile bekleyenlerin bile olduğu söyleniyor.
Motorcuların Hepsini Alkışladım
97 milyonun yaşadığı ve 40 milyon motosikletlerin kullanıldığı ülkede 10 gün geçirdim. Ülke coğrafyasına kültürüne ve yemeklerine hayran kaldım. Bu arada itiraf etmek gerekirse, bu 10 gün içinde hiç ama hiç motosiklet kazasına tanık olmadım. Bu nedenle her birisi “2 Teker Ustası” Vietnamlı motosiklet sürücülerini canı yürekten alkışladım.