Teknoloji ilerledikçe, AI (yapay zeka ) çağına da girmişken yolcuların beklentileri de çoğalıyor. En büyük zorluklardan birisi de büyük havalimanlarında yön bulmak.
Bazı havalimanlarında bu tür görevliler var ama çoğunlukta yok. Yolcu, dev bina kompleksleri içinde kaderi ve becerileri ile karşı karşıya bırakılıyor. Esasında, yolcunun ihtiyaç duyduğu hizmetlere erişimde yardımcı olmak üzere etrafta asistanların olması çok büyük bir hizmet. Her alanda olsa ne kadar güzel olur değil mi? Hatırlarsanız IGA Havalimanı açıldığı zaman uzunca bir süre nereye gideceğiniz konusunda yolculara yön veren hizmetli grubu vardı. Ancak bildiğim kadarı ile artık alanda böyle bir hizmet yok. Genelde havayolları yolcuların dış hat uçuşları için 3 saat öncesinde havalimanlarına gitmelerini öneriyor. Ancak uzun güvenlik kuyrukları bu sürenin büyük bir bölümünü harcıyor.
Hele ki özel durumu olan yolcular için havalimanları tam bir kaos ortamı. Örneğin otistik yolculara duygusal aşırı yüklenmeyi azaltmak için sessiz güzergâhlar önerebilir veya güvenlik kontrol noktalarında bekleme süreleri hakkında bilgi verebilir. Bu yolcular düşünülerek duyusal dostu tasarım prensiplerini benimseyerek mimari ve iç mekan tasarımında değişiklikler yapabilir.
“Bunlar nasıl? Olmalı” derseniz, düşük gürültü seviyeleri, yumuşak aydınlatma ve net yönlendirme işaretleri, otistik ve diğer özel ihtiyaçları olan yolcular için daha rahat bir ortam yaratabilir. Bu, havaalanının genel estetiğini ve işlevselliğini iyileştirir. Ayrıca havalimanı personeli için otizm farkındalığı ve duyarlılığı eğitimi zorunlu hale getirilerek, çalışanların özel ihtiyaçları olan yolculara daha iyi hizmet verebilmesi sağlanabilir. Bu eğitimler, yolcuların yaşadığı zorlukları anlamalarına ve uygun şekilde yanıt vermelerine yardımcı olur.
Duyusal aşırı yüklenmeyi azaltmak için havalimanlarında ses geçirmez kulaklıklar, taşınabilir görsel zamanlayıcılar ve interaktif bilgi panelleri gibi cihazlar sağlanabilir. Bu tür teknolojiler, otistik yolcuların havalimanı deneyimini daha kontrol edilebilir hale getirebilir.
Özel durumu olan yolculara havaalanında neler bekleyecekleri konusunda önceden bilgi vermek amacıyla sosyal hikâyeler ve video rehberler hazırlanabilir. Bu rehberler, güvenlik kontrolleri, uçağa biniş ve iniş gibi süreçleri adım adım açıklayarak yolcuların stresini azaltabilir. Daha geniş bir perspektiften bakıldığında, havalimanlarının genel erişilebilirlik politikaları ve altyapıları sürekli olarak gözden geçirilip güncellenmelidir. Bu, sadece otistik yolcular için değil, tüm engelli yolcular için daha erişilebilir ve kapsayıcı bir seyahat deneyimi sağlar.
Havalimanlarında yolcu hizmetlerinin iyileştirilmesi, otistik ve diğer özel durumu olan yolcuların seyahat deneyimlerini büyük ölçüde geliştirebilir. Bu yenilikler ve girişimler, havalimanlarının daha kapsayıcı ve erişilebilir hale gelmesine yardımcı olacaktır. Havalimanları, teknolojiyi, eğitimi ve duyusal dostu tasarımı birleştirerek, tüm yolcular için daha rahat ve stressiz bir ortam sunabilir. Bu tür yenilikler ve girişimler, havalimanlarının yolcu memnuniyetini artırmak ve daha iyi hizmet sunmak için kritik öneme sahiptir. Umarım en kısa zamanda havalimanı yöneticileri bu farkındalığa ulaşırlar.