İnsan ilişkilerinin karmaşıklığını, sevginin derinliklerini ve çekişmenin mizahi yönlerini sahneye taşıyan müzikli tiyatro oyunu “Üç Tunç Tas”, izleyicilerini etkileyici bir deneyime davet ediyor.
Kadın ve erkek arasındaki hikâyeyi eğlenceli bir üslupla ele alan“Üç Tunç Tas”, güçlü oyuncu kadrosu ve sahnedeki çarpıcı anlatımıyla izleyenlere unutulmaz anlar yaşatıyor. Ahmet Şenaşnas, Selsu Sabur ve Berkay Özcan’ın performansları, izleyiciyi içsel bir yolculuğa çıkarırken duyguların ve mizahın iç içe geçtiği keyifli bir deneyim sunuyor. Yönetmen ve oyuncu Ahmet Şenaşnas, oyuna hayat veren kadın karakter Selsu Sabur ve Üç Tunç Tas’ın terapisti Berkay Özcan hem karakterlerine hem de hikâyeye derinlik kazandıran performanslarıyla izleyicinin büyük beğenisini topluyor.
Oyunun yönetmenliğini ve oyunculuğunu üstlenen Ahmet Şenaşnas, “Bu oyunun benim için birçok özel noktası var. Öncelikle profesyonel biçimde yönetmenliğini ve yapımcılığını üstlendiğim ilk oyun. Oyunda oynadığım adam; umursamaz, kendi kaçış alanları olan, bazen kendinden başka bir şey düşünmeyen ama içinde bir sürü sürprizleri olan ve asla büyüyememiş bir çocuk olarak buluşuyor seyirciyle. İlişkilerinde son çare olarak gördükleri terapist; acaba gerçekten çare mi yoksa daha büyük felaketlere mi yol açacak hep birlikte seyircimiz ile öğreneceğiz” diyor.
Kadın karakterine hayat veren etkileyici performansıyla izleyiciye sunan Selsu Sabur,“Bu oyunda canlandırdığım kadın karakterle, bir ilişkideki iniş çıkışları ve iç hesaplaşmaları derinlemesine yaşama fırsatı buldum. Terapist karşısında kendi duygularıyla yüzleşmek hem karakterim hem de izleyici için çok samimi bir yolculuk. Hepimizin bir şekilde tanıdık bulacağı anlar var. Oyun boyunca orkestra da duygularımıza eşlik ediyor ve bu hikâyeyi daha da içten bir hale getiriyor. Seyircilerin, kendi ilişkilerine dair bir şeyler bulacağına inanıyorum” derken Berkay Özcan, ise; “Terapist, yoğun ve kalabalık bir geçmişi olan, şimdiki zamanda ise kalabalıklarının içinde yalnızlaşmış bir karakter. Birçok duyguyu içinde barındıran ve bunları yeri geldiğinde doyasıya göstermekten hiç şüphe etmeyen bu karakterin en değer verdiği şey anlaşılmak. İletişim kurduğu insanlar tarafından anlaşılmamak onun en büyük korkusu çünkü o herkesin bildiği terapistlerden biraz daha farklı. Kendine has yöntemleri var kendine has sevgisi ve kendine has kişiliği vardır. Bulamadığı ve yeterince tatmadığı hisleri peşindedir, onları arar, bekler. Ve onu en iyi anlatan cümle ‘Terapistin de terapiye ihtiyacı var’” diye duyguların ı açıkladı. Oyun 18 Ocak Cumartesi 20.30- Kartal Sanat Tiyatrosun da sahneleniyor.