Türkiye’yi bir süredir etkisi altına alan kavurucu sıcaklarda serinleyecek bir sığınak arayan İstanbullular çözümü Prens Adalarında buluyor. Bu nedenle Adalar’a kaçıyor
Marmara’nın incisi Prens Adaları, aşırı sıcaklardan bunalanlara serin bir liman oldu. Yemyeşil çam ormanlarıyla Marmara’nın ortasında bir cazibe merkezi olarak yer alan Büyükada, Heybeliada, Kınalıada, Burgazada ve Sedef Adası, mega kente çok yakın olması nedeniyle büyük ilgi görüyor.
İstanbul’un en güzel köşelerinden olan Adalar’a Beşiktaş, Kabataş, Eminönü, Bostancı ve Kadıköy’den şehir hatları vapurları ve büyük yolcu motorlarıyla 15-45 dakikada ulaşmak mümkün.
Büyükada: Adalar’ın en büyüğü… -adı üstünde- Büyükada, Bostancı’nın hemen karşısında yer alıyor. Büyükada ve diğer adalar, Bizans döneminde prenslerin sürgün yeri olmuş. Prens Adaları ismi de oradan geldiği biliniyor. Pembe ve mor begonvillerle süslenmiş masalsı sokakları, tarihi köşkleri, masmavi plajları ile Büyükada, her yıl yerli ve yabancı pek çok turistin uğrak yeri. Kültürel ve mimari dokusuyla da herkesi kendine hayran bırakan Büyükada, yaz aylarında ve özellikle hafta sonları yerli ve yabancı turistlerin gözdesi haline geliyor.
Adanın simgesi saatli meydan, aynı zamanda Büyükada’ya gelenlerin de buluşma noktası. Ada, Osmanlı döneminden kalma köşkleri ve diğer tarihi yapılarıyla ziyaretçilerine nostaljik bir hava sunuyor. Rum ve Türk kültürlerinin bir arada yaşandığı bu güzel ada, mimarisiyle de dikkat çekiyor. Büyükada’nın en ünlü yeri olan Aya Yorgi Tepesi’ne çıkıp doyumsuz manzarayı izleyebilir, Marmara’nın kokusunu içinize çekebilirsiniz.
Büyükada, sakinliği ve doğal güzellikleriyle huzur arayanlar için İstanbul’un kargaşasından, keşmekeşinden kaçış noktası. Adanın tarihi iskelesi, büyük çarşı meydanı, çay bahçeleri, kafeleri, sokak lezzetleri ve ünlü balık restoranlarıyla İstanbulluları, diğer kentlerden gelenleri ve yabancı turistleri keyifli bir atmosfer içinde karşılıyor.
Ünlü Rus devrimci Troçki de, 1929’da Stalin tarafından Büyükada’ya sürgüne gönderilmiş, 1933 yılında ise buradaki evinde suikast sonucu öldürülmüştü.
Heybeliada: Prens Adaları’nın ikinci büyüğü ve en yeşili olanı. Heybeliada doğası, çam ormanları, erguvan ağaçları, tarihi köşkleri ve trafik kargaşasından uzak sakin ve mütevazı konumuyla oldukça rağbet gören bir cazibe merkezi. Adanın en yüksek noktasıDeğirmenburnu Tepesi, ziyaretçilerine harika manzaralar sunuyor. Buradan adanın ve Marmara Denizi’nin muhteşem panoramik görüntülerini keyifle izlenebiliniyor. Değirmenburnu piknik alanı da doğayla iç içe bir gün geçirip piknik yapmak için mükemmel bir yer. Heybeliada’da bulunan tarihi yapılardan görülmeye değer olanları arasında, Ruhban Okulu ve Aya Yorgi Uçurum Manastırı ile birlikte Rum Erkek Lisesi başta geliyor. Adanın en eski dini yapılarından olan Aya Yorgi Manastırı, ziyaretçilerine tarihi bir yolculuk sunuyor. Osmanlı döneminden kalma önemli eğitim kurumlardan birisi sayılan Ruhban Okulu da etkileyici mimarisiyle hâlâ dikkat çekiyor.
Burgazada: Prens Adaları’nın üçüncü en büyük adası olan Burgazada. Yuvarlak biçimiyle diğer adalardan ayrılıyor. Ada, çam ormanları, sahilleri, koyları ve zarif ahşap köşkleri ile adeta bir kaçış noktası. Yaz-kış demeden sürekli ziyaret edilen Burgazada, tarihi yapılarının yanı sıra doğal güzellikleri ile de bir cennet olarak tanımlanıyor. Burgazada’da lezzetli balık menülerinin ve zeytinyağlı yemek çeşitlerinin de tadına bakabilirsiniz. Çağdaş Türk edebiyatının önemli yazarlarından Sait Faik Abasıyanık da Burgazadalıdır. Yaşadığı ev, ölümünden sonra annesinin isteği üzerine müzeye dönüştürülmüş.
Fotoğraflar: Adalar Belediyesi web sitesinden alındı.
Adanın en yüksek tepesi olan Bayraktepe ya da bilinen adıyla İsa Tepe, deniz seviyesinden 170 metre yükseklikte. Diğer adaları seyredebileceğiniz harika noktalardan biri olan Bayraktepe’ye, ister yürüyerek ister bisikletle ulaşabilirsiniz. İskeleden yürüyerek yarım saate ulaşabileceğiniz Kalpazankaya sahili ise, adanın en güzel ve en çok rağbet gören yerlerinden. Burada keyifle denize girebilirsiniz.
Kınalıada: İstanbul’a en yakın olan Kınalıada, Prens Adaları’nın da en küçüğü. Kendine has bir atmosfere sahip olan ada, özellikle İstanbul’a yakınlığından dolayı birçok kişi tarafından tercih ediliyor. Adadaki piknik alanlarında keyifli vakit geçirebilir, plajlarında yüzebilir, şirin ve sakin sokaklarında bisiklet sürebilirsiniz. Adada ayrıca Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi, Hristos Tepesi ve Manastırı, Dönüşüm Manastırı, Sirakyan İkiz Evleri, Rum Ortodoks Panayia Kilisesi ve Kınalıada Camii’ni ziyaret edilecek yerler arasında.
Sedef Adası: Büyükada’nın hemen yanı başındaki küçük Sedef Adası, manzarası, sakinliği ve denizinin çok temiz olmasından dolayı tercih ediliyor. Ancak adanın bir kısmı özel mülk olduğu için, diğer adalara nazaran daha az gezilecek yere sahip. Ada, sedefe benzetildiği için bu ismi almış.