Akdeniz’in doğal zenginliklerine dikkat çekmek için Nisan ayında Fransa’dan yola çıkan WWF Akdeniz Girişimi’nin (MMI) Blue Panda yelkenlisi, Yunanistan’ın ardından Datça’ya geldi.
WWF – Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Blue Panda yelkenlisinin Türkiye’yi 4’ncü kez ziyareti ettiğini açıklarken yelkenlideki görevlilerde Datça’da, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ve yerel yönetimleri ile bir araya geldi.
2019 yılından bu yana Akdeniz’in doğal zenginliklerine ve karşı karşıya bulunduğu tehditlere dikkat çekmek için Akdeniz’i dolaşan Blue Panda, Türkiye ziyaretinde Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde yürütülecek denizel çalışmalara destek veriyor 18 Ağustos’a kadar Türkiye’de olacak olan Blue Panda yelkenlisi, Ekim ayına dek İtalya, Hırvatistan ve Arnavutluk’u ziyaret edecek. Blue Panda her yıl yaklaşık beş ay süren seyri boyunca karar vericiler, bilim insanları, deniz kıyı toplulukları, kamu, yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör gibi paydaşları buluşturarak Akdeniz’e yönelik tehditlere dikkat çekiyor.
Denizleri Korumak Mümkün
Blue Panda’nın Türkiye ziyareti için açıklama yapan WWF – Türkiye Genel Müdürü Ömür Kula “Akdeniz’in karşı karşıya bulunduğu tehditlerin başında iklim krizinin yer aldığını ileri sürdü. Kula “Sıcaklıkların küresel ortalamadan yüzde 20 daha hızlı arttığı Akdeniz, dünyamızın en hızlı ısınan ve en tuzlu denizi haline geliyor. Artan sıcaklıklar hali hazırda yoğun insan etkisine maruz kalan denizel kaynakları tükenme noktasına getirerek havza genelinde gözle görülür yıkıcı sonuçlar doğruyor. Ekosistemler çökerken bölge halkının geçim kaynakları da yok oluyor. Gidişatı tersine çevirmek, Akdeniz’i korumak için güçlü eylemlere ihtiyacımız var. Deniz ekosistemlerini korumak için kamu, yerel yönetimler, sivil toplum, yerel halk, kurumlar gibi tüm paydaşları birlikte hareket etmeliyiz” dedi.
Deniz çayırı ekosistemlerinin sağlığını iyileştirmek ve bu kaynaklara bağlı kıyı topluluklarının geçim kaynaklarının devamlılığını sağlamak için hayata geçirilen çalışmalardan söz eden WWF-Türkiye’de Doğa Koruma Direktörü Güner Ergün de şöyle açıklama yaptı;
“Akdeniz’in endemik deniz çayırları (Posidonia oceanica), iklim krizine karşı en önemli müttefiklerimizden biri. Karadaki ormanlara eşdeğer kabul edilen deniz çayırları, denizlerimizin akciğerleri ve Akdeniz’deki türlerin yüzde 20’sinin yaşam alanı. Birçok türün yavrulama alanı olan deniz çayırları ayrıca karbon tutumu ve kıyıların erozyona karşı korunması gibi çok değerli ekosistem hizmetleri de sağlıyor” dedi.
Güner Ergün deniz çayırları üzerindeki en önemli baskının demirleme olduğuna dikkat çekerek çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı: Ulusal düzeyde demirleme yönetmeliği hazırlanıp uygulamaya konulması, demirlemeye kapalı alanlar oluşturulması, deniz çayırları koruma alanları belirlenmesi, demirlemeye kapalı alanlarda eko şamandıra sistemlerinin kurulması.